Dijital dünyanın bir parçası olmamak imkansız. Özellikle blog yazarları ya da bir şekilde dijital yayıncılığın içinde olanlar için arama motoru optimizasyonu (Search Engine Optimization – SEO ) en azından başlangıç seviyesinde alınması gereken bir ders gibi.
SEO, bir web sayfasının arama sonuçlarına en uygun biçimde ve mümkünse listenin üst sıralarında konumlanmasını sağlayan teknik bir düzenleme.
Peki arama motorlarının istediği ne? Hem sitenin ziyaretçilerini hem de arama motorlarını memnun etmek mümkün mü? Daha da önemlisi SEO site/ blogunuzu nasıl daha verimli hale getirebilir?
SES konferansına katılan bir SEO direktörüne göre arama motoru optimizasyonunu es geçerek birtakım sofistike kanallara yatırım yapmak “Duş almayıp pahalı parfümler kullanmak”la eşdeğer.
Konferanstan 8 maddelik bir özet şöyle:
1- Oyuna yer yok
SEO’nun amacı arama motorlarıyla oyun oynamak değil; kullanıcı ve arama motoru arasında iletişim kurarak en uygun sonuçları görüntülemek. Bu yüzden örneğin sırf çarpıcı olsun diye atılan ancak içerikle doğrudan ilişkili olmayan başlıklar maalesef eksi puan.
2- Arama motorlarının aradığı ne?
Aslında işlerini en iyi şekilde yapmak. Bunun için gerekenler:
- İçerik : Belli bir tema etrafında, başlık ve gerekli tanım ve açıklamaların yer aldığı metin.
- Sitenin hızı : Site ne kadar hızlı? Düzgün bir şekilde çalışıyor mu?
- Otorite : Sitenizde iç link verebilecek yeterlilikte içerik var mı? Daha da önemlisi başka siteler sizi referans olarak gösteriyor ya da alıntı yapıyor mu?
- Kullanıcı deneyimi : Sitenin görünümü nasıl? Kullanıcıların rahatça gezinmesine elverişli mi? Güvenli gözüküyor mu? Bounce rate’i yüksek mi?
3- Arama motorlarının aramadıkları şey ne?
- Anahtar kelimelerin aşırı kullanımı, tekrarlar
- Satın alınmış linkler : Sitenize yönlendirme yapması için başka bir web sitesine ödeme yapmak.
- Kullanıcı deneyiminin kötü olması : Sitede çok fazla reklam olması kullanıcının aradığı şeyi bulmasını zorlaştırır; bu da sitedeki ziyaretinin daha kısa sürmesine, sitenizin bounce rate’inin ise yükselmesine neden olur.
4- İş modelinizi bilin
Birçok insan neyi amaçladığını düşünmeyi es geçebiliyor. İnsanların neye tıklamasını istiyorsunuz? Amaç satış yapmak mı, belli bir kampanyayı duyurmak ya da sadık bir kitleye ulaşmak mı? İş modeliniz hangisini gerektiriyor?
5- Birden fazla kanalı kullanın
Anahtar kelime stratejisi tabi ki SEO için yeterli değil; çoklu kanal optimizasyonunu da kullanmak gerekiyor. Buna online-offline tüm platformlar dahil: E-mail, Facebook, Twitter, Linkedln, radyo, TV…
6- Uygun alan ismi seçin
Alan ismi, kişi ya da kurum için işin en önemli kısmı. Önceliği, alt dizin (sub-directory) isimlerine vermekte fayda var: awesome.example.com yerine exapmle.com/awesome.
Eski alan isimleri de yenilerine göre daha verimli fakat satın alırken eski ismin kötü bir repütasyonu olmadığına dikkat etmek lazım.
Son olarak, arama sonuçlarında yer almak istediğiniz anahtar kelimeyi URL’de kullanmak çabalarınızın meyve vermesini sağlayacak.
7- Mobil optimizasyon şart
Sadece masaüstü bilgisayarları değil, tablet ve mobil cihazları da düşünmek şart. Bunun için metin dışında video ve fotoğraf içeriğini de zenginleştirmeyi seçin.
8- Metadatayı unutmayın
Web sitesi içeriği, meta etiketleri denilen başlık etiketleri, tanımlama ve anahtar kelimeler gibi elemanlardan oluşuyor. Önemli olan bu unsurların sayfa hakkında spesifik bilgi veren kelimelerden oluşması ve copy-paste olmaması.
Örneğin başlık etiketleri yazıyorsanız; başlığı insanlar, etiketleri arama motorları için yazdığınızı unutmayın. SEO’nun arama motoruna o web sayfasının ne hakkında olduğunu söyleyen tek etiket, başlık etiketi. Dolayısıyla maksimum 70 karakter uzunluğunda bir başlık seçmek, en önemli anahtar kelimeyi en başa yazmak ve içerikle uyumunu gözardı etmemek hep aklınızda olsun.
Bir Cevap Yaz